6 Mayıs 2016 Cuma

Adolf'un Penceresi

Adolf Hitler’in hayranlık beslediği devlet adamı ve askerler arasında Mustafa Kemal Atatürk de vardı. Hitler, Atatürk’e hediye ettiği zırhlı bir Mercedes ile de gösterdiği bu hayranlığını çeşitli vesilelerle hep yinelemiştir. Versailles Anlaşmasını yırtarken, Sevr’i kastederek `Atatürk’ün 10 yıl önce yaptığını biz şimdi yapabiliyoruz.’ deyişi ünlüdür.
Ancak, Hitler’in Türkiye’de pek bilinmeyen bir kitabında da Atatürk hakkında söyledikleri çok dikkat çekici. `Hitler’in Sofra Sohbetleri’ adlı bu kitap, Alman devlet adamının II. Dünya Savaşı tüm hızıyla sürerken gizli karargahındaki akşam yemeklerinde yaptığı konuşmalardan oluşuyor. Kitapta, Adolf Hitler’in Atatürk’ten bahsettiği bir kaç çarpıcı başlık..
İngilizce çevirinin 3. baskısında 223. sayfada şunu söylüyor:
`Arkasında ordusu olmayan bir kumandan uzun süre ayakta kalamaz. Atatürk de iktidarını Halk Partisi sayesinde güvenceye aldı. İtalya’da da aynı şey geçerli. Eğer Antonescu bugün ortadan kaybolacak olsa, ordu içinde onun yerine talip olacaklar arasında korkunç bir mücadele başlar. Ama onun yerine geçecek kişiyi belirleyecek bir örgüt olsa, bu olmazdı.’
Kitabın 607. sayfasında şunları söylüyor:
Bizim amacımız Dünya’yı Nazi egemenliği altına almak. Ama ben Türkiye ile hiçbir zaman düşman olmayacağım… Dünya’da savaşmayacağım tek ülke Türkiye’dir.
Adolf Hitler’in Atatürk hakkında söyledikleri:
·         “Mavi gözlü Mustafa Kemal, bize demokrasi ve milliyetçiliğin ne olduğunu öğretmiştir.”
·         “Benim ustam Il-Duce’dir, ama onun ustası da Mustafa Kemal’dir.”
·         “Bütün enerjimi Atatürk’ten alıyorum. O’nun hayatı bizim feyizli ışığımızdır.”
·         “Yeni Türkiye’nin büyük ve dahi yaratıcısı ki talihin terk ettiği ve kaderin çöküntüye uğrattığı o zaman ki müttefiklerine kalkınmak için ilk muhteşem örneği verdi.”
·         “Mustafa Kemal, bir millet bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi kendini kurtarabilecek vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.O’nun ilk öğrencisi Mussolini, ikinci öğrencisi de benim.”
İsmet İnönü’ye Mektubu
Hitler’in İsmet İnönü’ye mektubu, Resmi olarak 1 Eylül 1939 sabah saat 5.45’te Alman ordularının Polonya sınırına saldırmasıyla başlayıp 2 Eylül 1945’te Japonya’nın teslimiyet belgesinin imzalanması ile sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanya Devlet Başkanı Adolf Hitler’in Almanya Büyükelçisi Von Papen aracılığı ile Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye yazdığı 28 Şubat 1941 tarihli mektup.

Tam Metin
Türkiye Cumhurbaşkanı, Ekselans Bay İsmet İnönü Ankara
Bay Başkan,
Alman hükümetinin arzu hilafına ve İngiltere ve Fransa’nın 3 Eylül 1939′daki savaş ilanı kararıyla Alman halkına empoze edilen savaşta, Alman Reichi’nin şu sıradaki hedefi, Avrupa kıtasında İngiliz nüfuzunu bertaraf etmektir. Bu, yüz yıllardan beri devam eden Avrupa’daki devletleri birbirine karşı oynayarak yıpratma metoduna son vermenin bir koşulunu oluşturmaktadır. İngiltere’nin, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde askeri nüfuz kazanma yolundaki çabaları, Alman Reich’ni, bu bölgelerde, toprak kazanma yönünde veya siyasi nitelikte herhangi bir başka amaca yönelik olmayan önlemleri almaya zorunlu kılmaktadır.
Bu bakımdan Ekselans, size, Yunan topraklarına yerleşme yolundaki İngiliz önlemlerinin gitgide tehditkar bir nitelik aldığı şu sırada, bu koşulların gerektiği belirli karşılıklı önlemleri almaya karar verdiğimi açıklamak isterim.
Bu nedenle Bulgar hükümetinden, Alman Silahlı Kuvvetleri’nin bir kısım birliklerine, bu yoldaki belirli güvenlik önlemlerini uygulamak için izin vermesini rica etmiş bulunuyorum. Öteden beri Almanya’ya karşı dostluk ilişkileri içinde bulunan Bulgaristan, bu ilişkileri, Üçlü Pakta katılmak suretiyle daha da takviye etmiş ve alınacak önlemlerin Türkiye’ye yönelmeyeceğinden emin olarak, bunların uygulanması için gerekli izni vermiştir.
Ben de Ekselans, size bu fırsattan yararlanarak resmen bildiririm ki, Almanya’nın bu önlemleri, hiçbir şekilde Türkiye’nin toprak bütünlüğüne veya siyasi yapısına yönelmiş değildir. Aksine, birlikte yürüttüğümüz büyük ve hayati savaşın hatıralarıyla ve bu savaşı izleyen ıstıraplı yılların hatıralarıyla dolu olarak, size, Almanya ve Türkiye arasında gerçek dostluğa dayanan bir işbirliği için gelecekte dahi bütün koşulların var olduğuna kesin olarak inandığımı belirtmek isterim.
Çünkü;
1. Almanya bu bölgelerde hiçbir toprak çıkarı peşinde değildir. Alman birlikleri, söz konusu tehlikelerin giderilmesinden hemen sonra Bulgaristan ve Devlet Başkanı Antenoscu ile uyum içinde Romanya’yı terk edeceklerdir.
2. Savaşın sona ermesinden sonra Avrupa’nın yaralarını sarma yolunda başlayacak ekonomik gelişme, Almanya’yı ve Türkiye’yi zorunlu olarak, tekrar yakın ilişkiler içine sokacaktır.
Bu alanda önemli bir faktör, Almanya’nın çıkarlarını, yalnız kendi endüstri mallarının satışında görmediği, aynı zamanda en büyük alıcı olma eğilimini de taşıdığıdır.
Bunların dışında inanıyorum ki, savaştan sonra gerçekleşecek yeni anlayışlar düzeni, Almanya’yı hiçbir şekilde Türk hükümetinin hedefleriyle karşı karşıya getirmeyecek, aksine, iki devletin yakınlaşması, bu alanda hem Türkiye’nin hem de Mihver Devletleri’nin çıkarına olacaktır.
Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi gelecekte de, Almanya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirebilecek hiçbir neden olmayacağı görüşündeyim. Bu düşüncelerle, Bulgaristan’da ilerleyen Alman birliklerinin Türk sınırlarından, orada bulunmalarının amacı hakkında yanlış bir yorum bulunulmasına meydan vermeyecek kadar uzak kalmalarını emrettim. Şu kayıtla ki, Türk hükümeti, bizi, bu tutumumuzda bir değişiklik yapmaya zorunlu kılacak önlemlere girişmeyi gerekli görmesin. Ancak böyle bir durum dahi, Almanya’nın Yunan topraklarına yerleşme amacını taşıyan İngiliz önlemlerine karşı çıkma konusundaki isteğinde bir değişiklik yapmayacaktır.
Bu mektubumu Ekselans, Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkileri hiçbir koşul altında kötüleştirmemek, aksine, mümkün olan her şekilde iyileştirmek ve uzak gelecekte dahi iki taraf için verimli olacak şekilde düzenlemek yolundaki içten isteğimin bir dile getirilmesi olarak kabul ediniz.
Adolf Hitler

Erich von Manstein, Orgeneral Cemil Cahit Toydemir başkanlığındaki Türk askerî gözlemci heyetiyle (Belgorod, 26 Haziran 1943), 26 Haziran 1943′te Orgeneral Cemil Cahit Toydemir başkanlığındaki 5 kişilik Türk askerî gözlemci heyeti Belgorod’a davet edilmiş ve Tiger I donanımlı 503. Ağır Panzer Taburu (Schwere Panzerabteilung 503)’nun manevrasını izlemiştir.

Alttaki fotoğrafta Alman-Türk saldırmazlık paktı imzalanırken...