Adolf Hitler’in hayranlık beslediği
devlet adamı ve askerler arasında Mustafa Kemal Atatürk de vardı. Hitler,
Atatürk’e hediye ettiği zırhlı bir Mercedes ile de gösterdiği bu hayranlığını
çeşitli vesilelerle hep yinelemiştir. Versailles Anlaşmasını yırtarken, Sevr’i
kastederek `Atatürk’ün 10 yıl önce yaptığını biz şimdi yapabiliyoruz.’ deyişi
ünlüdür.
Ancak, Hitler’in Türkiye’de pek
bilinmeyen bir kitabında da Atatürk hakkında söyledikleri çok dikkat
çekici. `Hitler’in Sofra Sohbetleri’ adlı bu kitap, Alman devlet adamının II.
Dünya Savaşı tüm hızıyla sürerken gizli karargahındaki akşam yemeklerinde
yaptığı konuşmalardan oluşuyor. Kitapta, Adolf Hitler’in Atatürk’ten bahsettiği
bir kaç çarpıcı başlık..
İngilizce çevirinin 3. baskısında 223.
sayfada şunu söylüyor:
`Arkasında ordusu olmayan bir kumandan
uzun süre ayakta kalamaz. Atatürk de iktidarını Halk Partisi sayesinde
güvenceye aldı. İtalya’da da aynı şey geçerli. Eğer Antonescu bugün
ortadan kaybolacak olsa, ordu içinde onun yerine talip olacaklar arasında
korkunç bir mücadele başlar. Ama onun yerine geçecek kişiyi belirleyecek
bir örgüt olsa, bu olmazdı.’
Kitabın 607. sayfasında şunları
söylüyor:
Bizim amacımız Dünya’yı Nazi egemenliği
altına almak. Ama ben Türkiye ile hiçbir zaman düşman olmayacağım… Dünya’da
savaşmayacağım tek ülke Türkiye’dir.
Adolf Hitler’in Atatürk hakkında
söyledikleri:
·
“Mavi gözlü Mustafa Kemal, bize demokrasi ve milliyetçiliğin ne olduğunu
öğretmiştir.”
·
“Benim ustam Il-Duce’dir, ama onun ustası da Mustafa Kemal’dir.”
·
“Bütün enerjimi Atatürk’ten alıyorum. O’nun hayatı bizim feyizli
ışığımızdır.”
·
“Yeni Türkiye’nin büyük ve dahi yaratıcısı ki talihin terk ettiği ve
kaderin çöküntüye uğrattığı o zaman ki müttefiklerine kalkınmak için ilk
muhteşem örneği verdi.”
·
“Mustafa Kemal, bir millet bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi kendini
kurtarabilecek vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.O’nun ilk
öğrencisi Mussolini, ikinci öğrencisi de benim.”
İsmet İnönü’ye Mektubu
Hitler’in İsmet İnönü’ye mektubu, Resmi
olarak 1 Eylül 1939 sabah saat 5.45’te Alman ordularının Polonya sınırına
saldırmasıyla başlayıp 2 Eylül 1945’te Japonya’nın teslimiyet belgesinin
imzalanması ile sonuçlanan İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanya Devlet
Başkanı Adolf Hitler’in Almanya Büyükelçisi Von Papen aracılığı ile
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye yazdığı 28 Şubat 1941 tarihli mektup.
Tam Metin
Türkiye Cumhurbaşkanı, Ekselans Bay
İsmet İnönü Ankara
Bay Başkan,
Alman hükümetinin arzu hilafına ve
İngiltere ve Fransa’nın 3 Eylül 1939′daki savaş ilanı kararıyla Alman halkına
empoze edilen savaşta, Alman Reichi’nin şu sıradaki hedefi, Avrupa kıtasında
İngiliz nüfuzunu bertaraf etmektir. Bu, yüz yıllardan beri devam eden
Avrupa’daki devletleri birbirine karşı oynayarak yıpratma metoduna son vermenin
bir koşulunu oluşturmaktadır. İngiltere’nin, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde
askeri nüfuz kazanma yolundaki çabaları, Alman Reich’ni, bu bölgelerde, toprak
kazanma yönünde veya siyasi nitelikte herhangi bir başka amaca yönelik olmayan
önlemleri almaya zorunlu kılmaktadır.
Bu bakımdan Ekselans, size, Yunan
topraklarına yerleşme yolundaki İngiliz önlemlerinin gitgide tehditkar bir
nitelik aldığı şu sırada, bu koşulların gerektiği belirli karşılıklı önlemleri
almaya karar verdiğimi açıklamak isterim.
Bu nedenle Bulgar hükümetinden, Alman
Silahlı Kuvvetleri’nin bir kısım birliklerine, bu yoldaki belirli güvenlik
önlemlerini uygulamak için izin vermesini rica etmiş bulunuyorum. Öteden beri
Almanya’ya karşı dostluk ilişkileri içinde bulunan Bulgaristan, bu ilişkileri,
Üçlü Pakta katılmak suretiyle daha da takviye etmiş ve alınacak önlemlerin
Türkiye’ye yönelmeyeceğinden emin olarak, bunların uygulanması için gerekli
izni vermiştir.
Ben de Ekselans, size bu fırsattan
yararlanarak resmen bildiririm ki, Almanya’nın bu önlemleri, hiçbir şekilde
Türkiye’nin toprak bütünlüğüne veya siyasi yapısına yönelmiş değildir. Aksine,
birlikte yürüttüğümüz büyük ve hayati savaşın hatıralarıyla ve bu savaşı
izleyen ıstıraplı yılların hatıralarıyla dolu olarak, size, Almanya ve Türkiye
arasında gerçek dostluğa dayanan bir işbirliği için gelecekte dahi bütün
koşulların var olduğuna kesin olarak inandığımı belirtmek isterim.
Çünkü;
1. Almanya bu bölgelerde hiçbir toprak
çıkarı peşinde değildir. Alman birlikleri, söz konusu tehlikelerin giderilmesinden
hemen sonra Bulgaristan ve Devlet Başkanı Antenoscu ile uyum içinde Romanya’yı
terk edeceklerdir.
2. Savaşın sona ermesinden sonra
Avrupa’nın yaralarını sarma yolunda başlayacak ekonomik gelişme, Almanya’yı ve
Türkiye’yi zorunlu olarak, tekrar yakın ilişkiler içine sokacaktır.
Bu alanda önemli bir faktör, Almanya’nın
çıkarlarını, yalnız kendi endüstri mallarının satışında görmediği, aynı zamanda
en büyük alıcı olma eğilimini de taşıdığıdır.
Bunların dışında inanıyorum ki, savaştan
sonra gerçekleşecek yeni anlayışlar düzeni, Almanya’yı hiçbir şekilde Türk
hükümetinin hedefleriyle karşı karşıya getirmeyecek, aksine, iki devletin
yakınlaşması, bu alanda hem Türkiye’nin hem de Mihver Devletleri’nin çıkarına
olacaktır.
Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi gelecekte
de, Almanya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirebilecek hiçbir neden olmayacağı
görüşündeyim. Bu düşüncelerle, Bulgaristan’da ilerleyen Alman birliklerinin
Türk sınırlarından, orada bulunmalarının amacı hakkında yanlış bir yorum
bulunulmasına meydan vermeyecek kadar uzak kalmalarını emrettim. Şu kayıtla ki,
Türk hükümeti, bizi, bu tutumumuzda bir değişiklik yapmaya zorunlu kılacak
önlemlere girişmeyi gerekli görmesin. Ancak böyle bir durum dahi, Almanya’nın
Yunan topraklarına yerleşme amacını taşıyan İngiliz önlemlerine karşı çıkma
konusundaki isteğinde bir değişiklik yapmayacaktır.
Bu mektubumu Ekselans, Almanya ile
Türkiye arasındaki ilişkileri hiçbir koşul altında kötüleştirmemek, aksine,
mümkün olan her şekilde iyileştirmek ve uzak gelecekte dahi iki taraf için
verimli olacak şekilde düzenlemek yolundaki içten isteğimin bir dile
getirilmesi olarak kabul ediniz.
Adolf Hitler
Erich von Manstein, Orgeneral Cemil
Cahit Toydemir başkanlığındaki Türk askerî gözlemci heyetiyle (Belgorod, 26
Haziran 1943), 26 Haziran 1943′te Orgeneral Cemil Cahit Toydemir
başkanlığındaki 5 kişilik Türk askerî gözlemci heyeti Belgorod’a davet edilmiş
ve Tiger I donanımlı 503. Ağır Panzer Taburu (Schwere Panzerabteilung 503)’nun
manevrasını izlemiştir.
Alttaki fotoğrafta Alman-Türk
saldırmazlık paktı imzalanırken...